bugün
- bik bik'in cinsiyeti13
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı18
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur10
- anın görüntüsü24
- karıya kıza doymuş erkek23
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- alex de souza8
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190517
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- maca sekiz11
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması14
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri26
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil33
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
entry'ler (73)
yazan: adorias
okunan: arabası var
okunan: arabası var
herhangi bir şey. sevinç, üzüntü, mutluluk ya da ağlamaya neden olacak herhangi bir olay. belki de ağır bir kayıp. her gün yaşanan gelgitler. hayat kavramının içini dolduran pırlantalar.
o pırlantaları kaybetmeden değerini anlamak mümkün değildir. elinizin altında dururken öylesine parlayan ve kaybetmekten korkmadığınız değerlerdir onlar. o pırlantaları kimse çalamaz. kimse dokunamaz. derinizin altındadır çünkü onlar. onların bir gün buharlaşacağı ise aklınızın ucundan bile geçmez. bir sabah uyanırsınız ve artık pırlantalarınız yoktur. insanlarınkini görürsünüz ama sizinkiler artık ışıldamıyordur. hepsi birer çakıl taşına dönüşmüştür. o sabah hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edersiniz. her yerde onları arar gözleriniz. normal bir insanı derinden yaralayacak bir şey. belki de ağır bir kayıp. size hiçbir şey hissettiremiyordur artık. ne bir kg mutluluk ne de iki cc üzüntü. yoktur artık. siyah ve beyaz yoktur. pembe ve mavi yoktur. artık sadece gri vardır.
o pırlantalara tekrar kavuşmak için hiçbir akıl bu nevi düşünceler üretemez. hiçbir vücut bu nevi yaşamak için didinemez. delirmekten, ölmüş olmaktan bile korkar insan. artık bir hayalet gibi sadece izliyorsunuzdur. hayatın akıp gidişini... insanların nasıl yaşadığını... her şey o kadar garip bir şekilde ölüme dönmüştür ki hiçbir değer eskisi kadar değildir gözünüzde. insanları kırarsınız. sizin gibi olduklarını düşünürsünüz. üzülmezler sanırsınız. insanları üzersiniz. üzülmüyorlardır nasıl olsa... onlar da sizin gibi çünkü. hissetmek nasıl bir şeydi ki? mutsuz olmak, üzülmek falan... mutluluk demiyorum. ben çok mutlu oldum hayatım boyunca. çok güzel anılarım oldu. açgözlü değilim. daha fazlasını isteyecek değilim o yüzden. ama en azından yaşadığıma dair bir virgül, bir mürekkep lekesi... üzüntü, korku, renkli bir şeyler. koyu renk de olsa. gri dışında herhangi bir renk...
ama yok. günler, haftalar, aylar geçer. hala izliyorsunuzdur. önünüzden, yanınızdan, arkanızdan geçenleri. insanların mutluluklarını, üzüntülerini, anlık değişimlerini. "hasta mı oldum acaba" dersiniz. niye hasta olasınız ki? ne güzel yaşıyordunuz değil mi? çok değerli, ışıl ışıl pırlantalarınızdan bir şey yapmadığınız halde oldunuz işte. artık hepsi birer çakıl taşı. hayat artık eskisi gibi değerli değil.
hissetmemek değil; hissedememek. herhangi bir şey. sevinç, üzüntü, mutluluk ya da ağlamaya neden olacak herhangi bir olay. belki de ağır bir kayıp. her gün yaşanan gelgitler. hayat kavramının içini dolduran pırlantalar.
o pırlantaları kaybetmeden değerini anlamak mümkün değildir. elinizin altında dururken öylesine parlayan ve kaybetmekten korkmadığınız değerlerdir onlar. o pırlantaları kimse çalamaz. kimse dokunamaz. derinizin altındadır çünkü onlar. onların bir gün buharlaşacağı ise aklınızın ucundan bile geçmez. bir sabah uyanırsınız ve artık pırlantalarınız yoktur. insanlarınkini görürsünüz ama sizinkiler artık ışıldamıyordur. hepsi birer çakıl taşına dönüşmüştür. o sabah hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edersiniz. her yerde onları arar gözleriniz. normal bir insanı derinden yaralayacak bir şey. belki de ağır bir kayıp. size hiçbir şey hissettiremiyordur artık. ne bir kg mutluluk ne de iki cc üzüntü. yoktur artık. siyah ve beyaz yoktur. pembe ve mavi yoktur. artık sadece gri vardır.
o pırlantalara tekrar kavuşmak için hiçbir akıl bu nevi düşünceler üretemez. hiçbir vücut bu nevi yaşamak için didinemez. delirmekten, ölmüş olmaktan bile korkar insan. artık bir hayalet gibi sadece izliyorsunuzdur. hayatın akıp gidişini... insanların nasıl yaşadığını... her şey o kadar garip bir şekilde ölüme dönmüştür ki hiçbir değer eskisi kadar değildir gözünüzde. insanları kırarsınız. sizin gibi olduklarını düşünürsünüz. üzülmezler sanırsınız. insanları üzersiniz. üzülmüyorlardır nasıl olsa... onlar da sizin gibi çünkü. hissetmek nasıl bir şeydi ki? mutsuz olmak, üzülmek falan... mutluluk demiyorum. ben çok mutlu oldum hayatım boyunca. çok güzel anılarım oldu. açgözlü değilim. daha fazlasını isteyecek değilim o yüzden. ama en azından yaşadığıma dair bir virgül, bir mürekkep lekesi... üzüntü, korku, renkli bir şeyler. koyu renk de olsa. gri dışında herhangi bir renk...
ama yok. günler, haftalar, aylar geçer. hala izliyorsunuzdur. önünüzden, yanınızdan, arkanızdan geçenleri. insanların mutluluklarını, üzüntülerini, anlık değişimlerini. "hasta mı oldum acaba" dersiniz. niye hasta olasınız ki? ne güzel yaşıyordunuz değil mi? çok değerli, ışıl ışıl pırlantalarınızdan bir şey yapmadığınız halde oldunuz işte. artık hepsi birer çakıl taşı. hayat artık eskisi gibi değerli değil.
hissetmemek değil; hissedememek. herhangi bir şey. sevinç, üzüntü, mutluluk ya da ağlamaya neden olacak herhangi bir olay. belki de ağır bir kayıp. her gün yaşanan gelgitler. hayat kavramının içini dolduran pırlantalar.
muhtemelen ilk sevişmesi olduğundan ağlayan yeni kadındır.
sabahın köründe içmeye başlayıp, vurucu şarkının introsuyla beraber atılan nidadır.
izlenilmiş yabancı çizgi filmlerden duyulup fırlatılması muhtemel hadisedir. misal;
"doktor pavır rencırs"
"doktor pavır rencırs"
rüyamda gördüm demin. anlamalıydım yine çaylak olduğunu. ehah. *
- oruç tutuyor musun?
+ yok yeni bıraktım.
+ yok yeni bıraktım.
hazırlanan kopyanın sorularla alakasız yerlerden olması.
abartmak gerekirse, rapidshare kedilerine bakarak otuzbir çekme eylemine girilmesine neden olabilecek hadise. *
kız yatıp televizyon izlerken sevgilisine hizmet etmek zorunda kalan erkektir.
abardığı zaman insanı sıkan, sinirden insana çığlık attıran hadise.
(bkz: oluyo mu öyle)
poison albümünden bir j.j.j. şarkısıdır.
"enseye şaplak göte parmak" ilişkisi içinde oradan oraya sürüklenen arkadaşlardır bunlar.
tek taraflı ilgiyi "sevgi" sanıp, farkında olmadan sevgi kavramını daraltmak için girilmiş eylem.
evinde televizyon olduğuna ve para kazanmak için çalışmak yerine bütün vakitlerini dizi izlemeye ayırdıklarına göre fakir olması pek de olanaklı olmayan insanları kapsayan hadise.
reklamları dönmeye başladıktan sonra "evet gerçekten dünyada bir ilk" dedirttiren dizi. aklımızı seveyim, dünyada her şeyi ilk biz buluyoruz. diziden canlı yayın falan... hiç yapılmamıştı bunlar. hayır bari "türkiye'de ve dünyada bir ilk" demeyin.
yine aynı, yine aynı şebnem ferah şarkısı. bir şarkısında da kendini bulsun, bir şarkısında da büyümüş, olgunlaşmış bir kadın olsun. en azından öyle gözükmeyi becerebilsin. ama yok olmuyor. -16 bunu istiyor. çünkü turkish teenage böyle sever. şarkılardan nasihat almayı sever, sil baştan başlamak gerektiğini şarkılarda fark eder. kendi beyni bu kararları üretemez çünkü. ama olsun, onlar için her zaman bir şebnem ferah vardır. kırk yaşına geldiğinde de -16 için şarkılar yazmaya devam edecektir. bu kitlenin asi odalarının duvarlarını posterleriyle süslemekten ileriye de gidemeyecektir.
"ulan!" diye başlayıp kinimi kusmak istiyorum ama sevenleri çok. üzülüyorum sonra.
"ulan!" diye başlayıp kinimi kusmak istiyorum ama sevenleri çok. üzülüyorum sonra.
duruma göre iki renge sahip olgu.
biri rengi krem rengine yakındır, çoğu zaman beyazdır. genelde güzel kokar, yumuşatıcı gibi. hep koklamak ister insan.
diğeri rengi kahverengi, koyu kahvedir. bok gibi kokar ve bünyede sifonu çekme isteği uyandırır.
biri rengi krem rengine yakındır, çoğu zaman beyazdır. genelde güzel kokar, yumuşatıcı gibi. hep koklamak ister insan.
diğeri rengi kahverengi, koyu kahvedir. bok gibi kokar ve bünyede sifonu çekme isteği uyandırır.